Merhaba ^.^
Bugün yeni bir deneyle devam ediyoruz. Yine malzemeleri
herkesin evinde, okulunda bulunan kolay malzemeler. Üstelik bilimsel pratiklere
dayandırıldığında da gayet iyi işliyor..
Bu hafta çocuklarda çokça fark ettiğim bir problem üzerine
neler yapabilirim diye düşündüm. Siz de birkaç çocukla konuşsanız
zihinlerindeki bilim insanı algısını hemencecik ortaya çıkarabilirsiniz.
Çocuklar genelde bilim insanını, doğa üstü işler yapan, sihirli robotlar
geliştiren varlıklar olarak tanımlıyorlar. Bunun yanında, çoğu insan olduğunu
bile düşünmüyor. Yani somut bir fikir bir türlü oluşmuyor.
Bu algıyı yenebilmek için yurt dışında bir örnek görmüştüm.
Youtubeda bir seri halinde “astronotlar uzayda nasıl yaşıyor” ile ilgili
videolar var. Onların da bizim gibi bir insan olduğunu, yemek yediğini, dişini
fırçaladığını gösteren gayet günlük videolar bunlar. Çocuklar için de etkili
oluyor. Zihinlerinde somut bir şey haline geliyor böylelikle. Bence en önemli
bir diğer yanı da bilim insanı olmayı hedefi haline getirebiliyor. Çünkü ne
kadar ulaşılabilirse, o kadar hedeftir. Zira bu astronot videolarından ve
derslerinden sonra, ben astronot olucam öğretmenim diyen pek çok mini minnak
öğrenci gördüm.
-Öğretmenim, Benjamin kız mı erkek mi?
-Benjamin nerede doğmuş?
-Neyi bulmuş? ..
Benjaminin hikayesini okurken bir kısmı anlatmadım.(Foto dersin sonunda çekildiği için tüm bölümler açık ama aslında bir parça arka yüzünden yapıştırılmıştı) Şöyle
ki, Benjamin uçurtma ile yağmurlu ve bol yıldırımlı bir günde bir deney
yapıyor. Uçurtmasına bir anahtar takıyor. Amacı anahtarın, iletken olup
olmadığını belirlemek. Ben çocuklara uçurtmasına ne taktığını söylemedim, bunun
yerine yaptığınız deneyin sonunda ne kullandığını siz tahmin edeceksiniz dedim.
Ardından onlara malzemeler verdim. Plastik, metal ve
tahtadan olmasına özen gösterdiğim oyuncak, kalem, kutu, kaşık gibi malzemeler
bunlar. Ardından iki tane grup yapmalarını istedim. Yönergemi verirken, “
önünüzdeki malzemeleri en çabuk ısınanlar ve çoook yavaş ısınanlar olarak iki
gruba ayırın” dedim. Kafalar biraz karışmıştı tabi, aynı grupta hem metal hem
tahta hem de plastik görmek mümkündü.
Yaptıkları sınıflandırmayı anlamaları için bir deney yapmaya
karar verdik. Plastik, tahta ve metal kaşıklara aynı boyutta margarin koyduk ve
aynı sıcaklıktaki suyun içine bıraktık. Tahminlerini dinledim. Sizce, hangi
kaşık en çabuk kaydırır bu yağı? Hıphızlı ısınıp en tepedeki yağı kaydıran
hangi kaşık olabilir? Çocuklar plastik
ve tahtaya yöneldiler. Bir tanesi demir kaşık dedi.. Sonra koyduk önümüze
kaşıkları gözlem yaptık. Aa ne görelim J
Metal kaşıktaki yağ 5 dakika içerisinde kayıverdi. Bizde 1. Kaşıkkkkk…
Metaaaaalll diye kutladık. Deneyimizin sonucunu da yine not aldık.
Sonra onlara bir model yapmalarını istedim. Kendi
hayatlarını da içine katmak için, evinizde ısıyı hemencecik ileten bir
malzemeyi çizmelerini istedim. Aman efendim, tost makineleri, çaydanlıklar,
tavalar J
Pek güzel modellemeyi yaptık.
En baştaki soruya döner isek, Benjamin ne kullanmış
olabilirdi? Bir plastik mi? Bir tahta mı? Bir metal mi yoksa? Tabiiiki demir
öğretmenim deyince bir mutlu oldum tabi.Sonra tahmin ettiler ama anahtar
akıllarına gelmedi. Hikayeyi de
tamamladık, dersi de..
Hem bilim insanını hem bilimse pratikleri içine kattığımız,
zihinlerin bol bol çalıştığı güzel bir ders oldu. Bu ve bunun gibi pek çok
deney var piyasada. Önemli olan deneyin içeriğini zengin tutmak. Bilimin
doğasından uzaklaşmadan, tahmin ettirerek, veri toplayarak, kendi yaşamından
örnekler katarak zenginleştirebilmek asıl olan.
Çocuğun gelişimine önem veren, dersine bilimi katan
anne/baba ve tüm öğretmenlere sevgi ve saygıyla ..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder