Kasım 21, 2017

Fall/ Düs.. Düşmekten Korkma



Sonbaharda doğanlar sonbaharı pek severmiş derler. Bi de doğayı seven zaten her halini sever derler. Hangi sebeptendir bilmem ama bu sonbaharın benim üzerimde etkisi oldu. Bu sonbaharda kendimi gördüm çünkü, içine çeken bir etkiyle etkiledi beni, kendim.

Doğayı tüm duyularınla hissetmek lazım bana göre. Durup, bakıp, uzun uzun bakıp, kalbinde hissetmek lazım olanları. Öyle öyle açıyor gizemli kısımlarını zaten. Mesela fark etmek lazım ağaçlarda suyun çekildiğini, yaprakların cansız kaldıkça sarardığını, kızardığını. Sonra güçsüz kalıp bir zamanlar sımsıkı tutunduğu dalı bırakıp gittiğini.. en hafif rüzgarda dahi duracak güç bulamayıp gittiğini.. 

O dala da ağaca da müthiş bi sevdası ve bağlılığı olduğu halde geride bıraktığını görebilmek lazım bence. Bir yaprağı gönlünden bir parça gibi düşünüp, onunla birlikte kopup savrulmak lazım. Ve birlikte düşmek. Sonra..  Sonra düşen o yaprak ile birlikte, korkunun da ürkmenin de düşmesine hiç faydası olmadığını fark etmek lazım birdenbire.

Ve hatta düşmenin ne büyük ferahlık olduğunu bilmek lazım belki de. Çünkü gerektiğinde sararıp soldurandan ve cansuyunu alandan vazgeçmek lazım.

Çünkü ancak vazgeçebildiğinde bambaşka bi hayatın mümkün olduğunu görebilecektir o yaprak. Çünkü incecik kahve dallardan kıpkırmızı meyveler çıkması için paramparça olup toprağa dağılması gerekir geçmişte. Bir yaprak iken bin ağaç olduğunda neden vazgeçmesi gerektiği bir kez daha vurur yüzüne. Bir başka bahar başlar, renkli, kokulu, ferah..

Bu uzun yaprak hikayesini neden anlattım bilir misin? Sen de korkma diye. Seni sararıp solduran, cansuyunu alandan vazgeçmekten korkma. Değersiz hissettiğin, benliğine saygı duyulmayan yerde bulunma, kendine blokajlar kurma, vazgeç. Çünkü ahseni takvim ile yaratıldın, O sana değer veriyor, o yüzden sen, seni yaratana sonsuz güven.

Avrupanın en büyük botanik bahçesinde dolaşıp, bir bilim insanın botanik çizimlerini yaptığı çiçeklere bakarken acayip duygulanmıştım. Allahım hani ben çok zorlanmıştım da sen o yükü almıştın. Sonra kolaylık tanımıştın işlerimde. Şanımı yüceltmiştin. Vallahi sen en hakkıyla hükmedensin.

Bu throwbacklerin sebebi ise şu anım. Yakınlarda yaptığım yer değişikliği de beni milyon kez duygulandırıyor. Nasıl bu kadarcık zamanda bu bağ kuruldu şaşırıyorum. Sensin sebebi diyorlar. Yok diyorum, siz benim baharıma denk geldiniz. Ben kopup düşmüştüm. Bin parçaya ayrıldım. Siz en temiz ağaçlarımsınız. En çok yaşlanan ağaçlar kadar yaşlanalım birlikte.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder