Sonbaharda doğanlar sonbaharı pek severmiş derler.
Bi de doğayı seven zaten her halini sever derler. Hangi sebeptendir bilmem ama
bu sonbaharın benim üzerimde etkisi oldu. Bu sonbaharda kendimi gördüm çünkü, içine
çeken bir etkiyle etkiledi beni, kendim.
Doğayı tüm duyularınla
hissetmek lazım bana göre. Durup, bakıp, uzun uzun bakıp, kalbinde hissetmek
lazım olanları. Öyle öyle açıyor gizemli kısımlarını zaten. Mesela fark etmek
lazım ağaçlarda suyun çekildiğini, yaprakların cansız kaldıkça sarardığını,
kızardığını. Sonra güçsüz kalıp bir zamanlar sımsıkı tutunduğu dalı bırakıp
gittiğini.. en hafif rüzgarda dahi duracak güç bulamayıp gittiğini..
O dala da ağaca da müthiş bi
sevdası ve bağlılığı olduğu halde geride
bıraktığını görebilmek lazım bence. Bir yaprağı gönlünden bir parça gibi düşünüp,
onunla birlikte kopup savrulmak lazım. Ve birlikte düşmek. Sonra.. Sonra düşen o yaprak ile birlikte, korkunun da
ürkmenin de düşmesine hiç faydası olmadığını fark etmek lazım birdenbire.
Ve hatta düşmenin ne büyük
ferahlık olduğunu bilmek lazım belki de. Çünkü gerektiğinde sararıp soldurandan
ve cansuyunu alandan vazgeçmek lazım.
Çünkü ancak vazgeçebildiğinde
bambaşka bi hayatın mümkün olduğunu görebilecektir o yaprak. Çünkü incecik
kahve dallardan kıpkırmızı meyveler çıkması için paramparça olup toprağa
dağılması gerekir geçmişte. Bir yaprak iken bin ağaç olduğunda neden vazgeçmesi
gerektiği bir kez daha vurur yüzüne. Bir başka bahar başlar, renkli, kokulu,
ferah..
Bu uzun yaprak hikayesini neden anlattım
bilir misin? Sen de korkma diye. Seni sararıp solduran, cansuyunu alandan
vazgeçmekten korkma. Değersiz hissettiğin, benliğine saygı duyulmayan yerde
bulunma, kendine blokajlar kurma, vazgeç. Çünkü ahseni takvim ile yaratıldın, O
sana değer veriyor, o yüzden sen, seni yaratana sonsuz güven.
Avrupanın en büyük botanik bahçesinde
dolaşıp, bir bilim insanın botanik çizimlerini yaptığı çiçeklere bakarken
acayip duygulanmıştım. Allahım hani ben çok zorlanmıştım da sen o yükü
almıştın. Sonra kolaylık tanımıştın işlerimde. Şanımı yüceltmiştin. Vallahi sen
en hakkıyla hükmedensin.
Bu throwbacklerin sebebi ise şu anım. Yakınlarda
yaptığım yer değişikliği de beni milyon kez duygulandırıyor. Nasıl bu kadarcık
zamanda bu bağ kuruldu şaşırıyorum. Sensin sebebi diyorlar. Yok diyorum, siz
benim baharıma denk geldiniz. Ben kopup düşmüştüm. Bin parçaya ayrıldım. Siz en
temiz ağaçlarımsınız. En çok yaşlanan ağaçlar kadar yaşlanalım birlikte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder