Nisan 27, 2016

Bebeklerde hafıza ve iletişim


Çocuk gelişim dersinde okuduğumuz makalelerden birine değineceğim yine bugün. Konumuz hafıza. 2005 yılında yazılan bu makaleye göre,  bebeklerde hafıza ve iletişim ileri yıllarda onların bilişsel becerileri ile doğrudan ilişkiliymiş. Peki bebekler olayları aklında tutabilirler mi? Aklında tutabiliyorlarsa bunu nasıl anlarız? Ne gibi şeyler bu akılda tutmayı ve hatırlamayı kolaylaştırır ve güçlendirir?

Makaleyi en son gittiğim Çocukça Sempozyumundan öğrendiklerimle birleştireceğim biraz. O yüzden çalışmanın tamamına değinmeyeceğim ama anlamak için iki terimi en başta kavramamız gerekiyor. Bunlardan biri “ertelenmiş taklit” ve diğeri de “ortak dikkat”. Sakin! Keep calm! Ben de ilk okuduğumda ne ola ki bunlar demiştimdi.

Ertelenmiş taklit ile başlayalım. Bir ortam düşünün, bir yetişkin herhangi bir hedef eylemi, kutunun kapağını açıp içinden oyuncağı çıkarma diyelim, bebeğin karşında yapıyor. Fakat bebekcik asla ve kata kutuya dokunmuyor ve deneme yapmıyor. Burada hedef eylemimiz kutunun kapağını açıp oyuncağı çıkarmasıydı. Bebek, yetişkin tarafından yapılan bu eylemi bir forma dönüştürüp, beyninde depolamalı çünküüü onu zor bir görev bekliyor. Belli bir süre geçtikten sonra, kutu çocuğa verildiğinde hedef eylemi bebeğin yapabilmesine ertelenmiş taklit diyoruz. Bebeğin bunu yapabilmesi için hem dikkatle gözlemlemesi, gördüklerini beyninde depolaması, hem de gerektiği zaman depodaki bilgilerini geri çağırıp uygulaması gerekiyor. Ertelenmiş taklit 6-9 ay arasında bebeklerin başarıyla yaptığı bir eylem. Fotoğrafta da gözlemlediği besleme eylemini taklit eden bir çocuk var..

Gelelim ortak dikkate.. Ortak dikkat  benim ehemmiyetine geç vardığım o yüzden de şimdi epeyce konuşacağım bir konu. Adından da anlaşılacağı üzere, yetişkin ile bebeğin aynı nokta üzerinde odaklanmalarına ortak dikkat deniyor. İletişim ve dil gelişimi açısından olduğu kadar sosyal anlamda da çok önemli bir etkisi var çocuk üzerinde. Bebek ve ona bakan en yakın kişiyi düşünelim. Bebek yetişki ile yere oturmuş ve önlerinde bir kitap var. Birlikte okuma eylemi bir ortak dikkat çalışması aslında. Anne ya da bakıcının kitabı okuması, çocuğun parmağı ile işaret ettiği yere dönmesi, oradaki resim hakkında iletişim kurmaları, daha sonra yine çocuğun yönlendirmesi ile başka bir resmi incelemesi.. Bunlar kitap okuma eylemi içinde ortak dikkat dediğimiz terime örnek olarak gösterilebilir.



Bu konu benim çok dikkatimi çekti çünkü yakın vakitte gittiğim Çocukça Sempozyumunda da buna benzer bir konuya değinilmişti. Sunum yapanlardan Fatıma Tuba Yaylacı “çocuk yetiştirmek” cümlesini çokça kullandığımızı vurguladı. Psikolog  her şeyiyle hatırlayamasam da “Fakat “yetiştirmek” kelimesi edilgen bir eylemdir aslında.Yani biz çocuğu yetiştiriyoruz, o bize bağlı demektir bu..Biz yetişkinler kafamızda bir takvim var ve o takvim çizgisinde çocuğumuzu koştur koştur bir yerlere yetiştirmeye çalışıyoruz gerçekten. 2 yaşında anne sütünü bırakır, 3 yaşında kendi kendine tuvaletini yapar, 7de okula gider, 9 da şöyle matematik çözer vs. Kendi belirlediğimiz takvim içersine çocuğu yerleştiriyoruz ve belirlediğimiz vakitte belirlediğimiz yerde olmayınca da strese giriyoruz ve strese sokuyoruz.” dedi. Ve şöyle ekledi “ biz çocuğu yetiştirmiyoruz, gelişen bir çocuğa şahitlik ve yoldaşlık ediyoruz.”. Bence bu çok ama çok vurucu bir gerçekti. Özellikle bizim toplumumuz için gerçeklemesi de zor bir gerçek J  Ama doğru olan bu, biz sadece ona şahitlik ve yoldaşlık ediyoruz.

Eğer meseleyi şahitlik ve yoldaşlık olarak görebilirsek aslında pek çok anlamda faydamız olacak çocuğa. Çünkü kendi takvimimize göre davranmayacağız. Ortak bir şeye odaklanacağız . Şu ana odaklanacağız. Dolayısıyla çocuğun nerede olduğunu daha iyi görebileceğiz. Çocuğun ihtiyaçlarını ve yeteneklerini görebildiğimizde de ona daha kolay uzanabileceğiz aslında. Onu hem psikolojik hem sosyal hem de bilişsel olarak doyurabileceğiz.

Bunu öğretmen olarak da yaşadığımızı ve öğrencilerimize yaşattığımızı düşünüyorum. Ya da kendi adıma ben yaşatıyordum ilk dönem. Çünkü kafamda bir kazanım var ve o kazanımın belirlenen 6 haftalık periyotlar içinde tamamlanması gerekiyordu. Bu da çocuklar üzerinde stres yaratmama sebep oluyordu bence. “Az zamanımız kaldı çocuklar biraz hızlı yapalım, şimdi bilim defterlerinize yazın hadi bakalım, şimdi uygulayın deneyin, hoop tamam herkes bir kere denedi hadi şimdi bunu ölçmemiz gerekiyor..” vs.  Kemal Sayarın da dediği gibi YAVAŞLA!  Çünkü onların önce yavaşlamaya ihtiyacı var. Yavaşlayıp, ortak bir noktada buluş ve onların ne düşündüğünü nerede olduklarını gör!

Çağımızın en önemli sorunsalı bence Yavaş-la-ya-mamak. Bir yetişkin bile buna katlanamazken, çocuğun o kurstan öbürüne koşturması, küçücük yaşında Da Vinci olmasının beklenmesi, en iyi yüzücü , en iyi lider en en en olmasının hayali.. Bunların, bence olumlu olmayan sonuçlarını zamanla göreceğiz .

Ben tavsiye vermeyi henüz haddime bulmuyorum ama sempozyumdaki değerli insanların söylediklerinden aldığım notları paylaşacağım sizinle. Ortak kanı şu ki Sue Palmer’dan Kemal Sayar’a , Mehmet Dinç’ten Fırat Erdoğana tüm uzmanlar çocukların;
  • -          Teknolojiden uzak,
  • -          Doğanın içinde,
  • -          Gerçek dünyada, gerçek insanlarla, gerçek zamanda ve gerçek bir yerde (sanaldan uzak),
  • -          Güven ortamı sağlanarak  sevgi ve oyun


İle büyütülmesi gerektiğini vurguluyor.

Hee makaledeki araştırmanın sonucuna gelince. 14 aylık bebeklerle yapılan bu dil ve hafıza gelişimi araştırması , 9 aylıkken ortak dikkat eylemlerinde tepki veren çocukların daha yüksek ihtimalle daha iyi bir dil ve zihin gelişimine sahip olduğunu göstermiş. Ayy ben bilmem artık gerisini siz bilirsiniz canlarım  :D 

 Buraya da izlemek isteyenler için ortak dikkati anlatan bir video ekliyorum. Videoda yetişkin ve çocuğun iletişimine dikkat edin, ortak bir noktada buluştukları için yetişkin bardağı alıyor, gösterdiği bir şeye şaşırıyor veya tepki veriyor. Yine örnek olması açısından bebeğin bakışlarıyla elinizi takip etmesi, 8 aylıkken işaret edebilmesi ya da bir nesneyi gösterebilmesi, daha ileriki zamanlarında mimikleriyle tepki vermesi, işaret ettiği şeyi yetişkine gösterme çabaları gösterilmiş.




Nisan 12, 2016

Baharda neler yapmalı- 2


Boğaziçi'nin bu muhteşem görüntüsüyle merhaba baharı sevenler <3
Baharın sonuna doğru gelirken bu paylaşım biraz gecikmeli oldu kabul ama dersleri önce işleyip iyi kötü yanlarını belirledikten sonra paylaşmak daha mantıklı geliyor bana. Ya da ben boğaziçi güney meydanlarında bu manzaraya takılıp vakit bulamamış da olabilirim, birazcık. ^.^

Süreç çok güzel geçti, hem benim hem de çocuklar için.  Toprağa dokunan çocuk huzuru bulur diye iddia ediyordum, gerçek oldu. Çalıştığım yaş seviyesi ilkokul olduğu için özellikle onlara hitap eden bir konu oldu. Bol bol bahçe kazdık, sebze ve çiçek suladık, sıcacık güneşten faydalandık. Kemiklerimiz ısındı oh mis..

Bu sefer anaokulu seviyesinde yaptıklarımdan bahsedeyim diyorum. Masterda da okul öncesi dönemde fen eğitimi çalışan biri olarak az buçuk biliyoruz bu işi öhöm pöhöm :D

Şimdiiii.. Önce ben bizim minnoşlar için bir sürü çekirdeği karıştırdım. Pirinç, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, meşe palamudu, nohut, fasulye, mısır ne bulursam attım. Onlara tohum dolu bir kasem olduğunu söyledim ve bu tohumları gruplamalarını istedim.

Gruplama, 6 yaş çocuk için önemli bir beceri. Verdiğiniz ürüne göre farklı şekillerde sınıflayabilmeli, kimi zaman rengine göre kimi zaman şekline göre. Ya da benim verdiğim gibi benzerlik ve farklılıklarına göre. Ayrıca bu aktivite boyunca minik tohumlarla uğraştıkları için ince motor becerileri de doğal bir yoldan gelişme gösterecektir. Montessory eğitiminde , günlük ev malzemeleri oldukça kullanılır. Ben de çocukları gördüğü, bildiği şeylerden yola çıkarak ders kurmayı daha çok seviyorum şahsen.





Tohum sınıflaması ardından bu tohumlardan hangilerini bildiklerini sordum. Günlük hayatımızla bağdaştırmak çocuklar için önemli bağlantı. Mısırı, pirinci tanıdılar ama kırmızı mercimekte oldukça şaşırdılar. Bu mu çorba oluyo öretmeniiim? Diyen şaşkın gözlerle oldukça eğlendim.
Sonra bu tohumların büyüyüp bitki haline geldiğinde nasıl gözüktüklerini merak ediyor musunuz diye sordum. Daha önceden flashcard hazırlamıştım. Her gruba flascardları verip tohumlarla eşleştirmelerini istedim. Zaman zaman gruplara gidip fikirlerini dinledim, azcık ipucu verip onlara bıraktım.

Sonra tohumun çok mucizevi bir şey olduğunu söyledim, kocaman ağaçlar ya da bitkiler bir tohumdan oluşuyo sonuçta. Acaba bu tohumun içinde ne varda bunu sağlıyor sizce diye döndüm bi baktım çocuklara. Sonra baktım işin içinden çıkamayacaklar , gelin bi tohumun içine bakalım dedim. Meşe palamudunu soyduk, aa kabuğu varmış. İçini ikiye böldük, minik bir embriyo bulduk. Bunu bebek meşe palamudu diye ifade ettim. Büyümek için ona ihtiyacı olduğunu söyledim. Diğer kısmının da bebek meşemizi toprak altından besleyen besin olduğunu ifade ettim.



Sonra kendi tohumumuzu ektik, ve deftere çizdik.








Bitki sürecimizi kısımlarını öğrenerek devam ettik. Bir lale üzerinden çiçek, gövde, kök ve yaprak kısımlarını öğrendik. Bunların çoğunu biliyorlar zaten, o yüzden bu kazanımı vermek için çocuğun 10 yaşına kadar beklememize gerek yok bence. Yaprağı ve çiçeği bilmeyen çocuk var mıdır? Yoktur tabiî ki,netim bu konuda :D görevlerinden bahsettim ama çok derine girmedim. Mesela siz nasıl ayakta duruyorsunuz, vücudunuz ve gövdenizle. O zaman bitki nasıl ayakta duruyodur diye sordum, gövdesiyle dediler. Biz saksıdaki çiçeği nasıl besleriz dedim, su vererek dediler. Sonra bu suyu kim yakalayıp yukarılara gönderebilir diye sordum, kökleriyle dediler. Tümden gelim ve tüme varım yöntemleriyle, sorgulatarak düşündürerek cevabı onların vermesini sağlayabiliriz. Geleneksel eğitim felsefesindeki gibi öğretmenin anlatıcı, öğrencinin pasif alıcı rolü böylelikle değişmiş olur.



Biz bu lalemizi bahçemize diktik. Ardından çizimini de yaptık tabiî ki. Lalenin soğanlı bir bitki olduğunu çizimimizde gösterdik mesela bu çok önemliydi. Sonra bitkilerle hafıza oyunu oynadık. Özellikle soğanlı bitkiler olanı seçtim ki bu vurguyu yapabileyim diye.  


Miniklerle de bilim eğitimi olur, hem de çok güzel olur. Çekinmeden deneyiniz , denedikçe bana da haber ediniz :)