Boğaziçi'nin bu muhteşem görüntüsüyle merhaba baharı sevenler <3
Baharın sonuna doğru gelirken bu paylaşım biraz gecikmeli
oldu kabul ama dersleri önce işleyip iyi kötü yanlarını belirledikten sonra
paylaşmak daha mantıklı geliyor bana. Ya da ben boğaziçi güney meydanlarında bu manzaraya takılıp vakit bulamamış da olabilirim, birazcık. ^.^
Süreç çok güzel geçti, hem benim hem de çocuklar için. Toprağa dokunan çocuk huzuru bulur diye iddia
ediyordum, gerçek oldu. Çalıştığım yaş seviyesi ilkokul olduğu için özellikle
onlara hitap eden bir konu oldu. Bol bol bahçe kazdık, sebze ve çiçek suladık,
sıcacık güneşten faydalandık. Kemiklerimiz ısındı oh mis..
Bu sefer anaokulu seviyesinde yaptıklarımdan bahsedeyim
diyorum. Masterda da okul öncesi dönemde fen eğitimi çalışan biri olarak az
buçuk biliyoruz bu işi öhöm pöhöm :D
Şimdiiii.. Önce ben bizim minnoşlar için bir sürü çekirdeği
karıştırdım. Pirinç, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, meşe palamudu, nohut,
fasulye, mısır ne bulursam attım. Onlara tohum dolu bir kasem olduğunu söyledim
ve bu tohumları gruplamalarını istedim.
Gruplama, 6 yaş çocuk için önemli bir beceri. Verdiğiniz
ürüne göre farklı şekillerde sınıflayabilmeli, kimi zaman rengine göre kimi
zaman şekline göre. Ya da benim verdiğim gibi benzerlik ve farklılıklarına
göre. Ayrıca bu aktivite boyunca minik tohumlarla uğraştıkları için ince motor
becerileri de doğal bir yoldan gelişme gösterecektir. Montessory eğitiminde ,
günlük ev malzemeleri oldukça kullanılır. Ben de çocukları gördüğü, bildiği
şeylerden yola çıkarak ders kurmayı daha çok seviyorum şahsen.
Tohum sınıflaması ardından bu tohumlardan hangilerini
bildiklerini sordum. Günlük hayatımızla bağdaştırmak çocuklar için önemli
bağlantı. Mısırı, pirinci tanıdılar ama kırmızı mercimekte oldukça şaşırdılar. Bu mu çorba oluyo
öretmeniiim? Diyen şaşkın gözlerle oldukça eğlendim.
Sonra bu tohumların büyüyüp bitki haline geldiğinde nasıl
gözüktüklerini merak ediyor musunuz diye sordum. Daha önceden flashcard
hazırlamıştım. Her gruba flascardları verip tohumlarla eşleştirmelerini
istedim. Zaman zaman gruplara gidip fikirlerini dinledim, azcık ipucu verip
onlara bıraktım.
Sonra tohumun çok mucizevi bir şey olduğunu söyledim,
kocaman ağaçlar ya da bitkiler bir tohumdan oluşuyo sonuçta. Acaba bu tohumun
içinde ne varda bunu sağlıyor sizce diye döndüm bi baktım çocuklara. Sonra
baktım işin içinden çıkamayacaklar , gelin bi tohumun içine bakalım dedim. Meşe
palamudunu soyduk, aa kabuğu varmış. İçini ikiye böldük, minik bir embriyo
bulduk. Bunu bebek meşe palamudu diye ifade ettim. Büyümek için ona ihtiyacı
olduğunu söyledim. Diğer kısmının da bebek meşemizi toprak altından besleyen
besin olduğunu ifade ettim.
Sonra kendi tohumumuzu ektik, ve deftere çizdik.
Bitki sürecimizi kısımlarını öğrenerek devam ettik. Bir lale
üzerinden çiçek, gövde, kök ve yaprak kısımlarını öğrendik. Bunların çoğunu
biliyorlar zaten, o yüzden bu kazanımı vermek için çocuğun 10 yaşına kadar
beklememize gerek yok bence. Yaprağı ve çiçeği bilmeyen çocuk var mıdır? Yoktur
tabiî ki,netim bu konuda :D görevlerinden bahsettim ama çok derine girmedim.
Mesela siz nasıl ayakta duruyorsunuz, vücudunuz ve gövdenizle. O zaman bitki
nasıl ayakta duruyodur diye sordum, gövdesiyle dediler. Biz saksıdaki çiçeği
nasıl besleriz dedim, su vererek dediler. Sonra bu suyu kim yakalayıp
yukarılara gönderebilir diye sordum, kökleriyle dediler. Tümden gelim ve tüme
varım yöntemleriyle, sorgulatarak düşündürerek cevabı onların vermesini
sağlayabiliriz. Geleneksel eğitim felsefesindeki gibi öğretmenin anlatıcı, öğrencinin pasif alıcı rolü
böylelikle değişmiş olur.
Biz bu lalemizi bahçemize diktik. Ardından çizimini de
yaptık tabiî ki. Lalenin soğanlı bir bitki olduğunu çizimimizde gösterdik
mesela bu çok önemliydi. Sonra bitkilerle hafıza oyunu oynadık. Özellikle
soğanlı bitkiler olanı seçtim ki bu vurguyu yapabileyim diye.
Miniklerle de bilim eğitimi olur, hem de çok güzel olur. Çekinmeden deneyiniz , denedikçe bana da haber ediniz :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder