Çocuklar için eğitim sistemini
öğrenen, çocuklar için araştırmalar yapan, çocuklar için onların kitaplarını
okuyan biri olarak yapmazsam olmazların arasında elbette “Museum of Childhood- Çocukluk
müzesi” vardı. Yine bana çok şey katacağına inanarak, bir elimde fotoğraf
makinem, çantamda elmamla çıktım yollara.
Boyama veya etkinlik yapılan masalar |
2-3 yaş grubu için hazırlanan oyun bölümü |
2 katlı, kocaman bahçeli, yüksek
tavanlı bir müzeydi Museum of Childhood da diğerleri gibi. Geçmişten günümüze
pek çok oyuncak çeşitlerini bir kata sıralamışlardı. Camekanların içerisinde
bulunan oyuncakların yanında, çocuklar için oyun alanları, yemek ve alışveriş
bölümü de vardı.
scooter |
İlk tahta scooterdan tutun,
trenlere, atlı karıncalardan, akıl oyunlarına kadar pek çok oyuncağı
gözlemlemiş oldum. Tabi insan kendi hayatından deneyimler bulduğunda daha güçlü
bir ilişki kuruyor. Mesela, küçükken kartondan elbiselerle giydirdiğimiz karton
bebekler vardı. Acayip severdim onu, bir gazeten çıkıyordu sanırım. Muhtemelen
bana da eniştem getirmişti. Onu gördüm bir bölümde. Yine bir başka yerde Legolar
gördüm. Oturup saatlerce tek başıma zevkle oynadığım Legolar.. Başka bir yerde
şu gerçek gibi olan bebeklerden gördüm, çok istemiştim küçükken sonra da
Eminönü’nün ortasında ortalığı yıka yıka aldırmıştım bir tane.
tren istasyonu |
bebek giydirmece |
Fakat bu müzeyi güzel yapan başka
noktalar vardı. Çocuklarla ilgili olan müzelerde gördüğüm ortak nokta
interaktif oyunların ya da ürünlerin olması. Yani çocuk sadece gezip
oyuncaklara bakmıyor. Bazen oraya konan atın üzerinde sallanabiliyor, bazen
ailesi ile hikaye üretebiliyor, bazen demir tozu ve magnetlerle bir yüze saç
sakal bıyık yapıyor. Bunlarla ilgili video çektim, instagram üzerinden
paylaşacağım ^.^
Şimdi bi kaç oyuncak önerisinde
bulunacağım. Birincisi bloklar üzerindeki resmi tamamlamayı hedefleyen bir
oyuncak. Resimdeki kadar kompleks düşünmeye gerek yok. Doktorların ağzımıza
baktıkları o tahta çubukları yan yana getirip üzerine bir resim çizebilirsiniz.
3-4 yaş arası için bir çeşit puzzle olacaktır. Bir sonrakini tamamlayabilme
önemli bir beceri bu yaş grubu için. Hem iki tarafını da kullabilirsiniz.
Böylelikle bi taşla iki puzzle :)
Bir diğeri yine tahta bloklardan
oluşuyor. Bu oyuncak tam 10£ idi, yani 45 tl -_- Bende fiyatı görünce bırakıp,
ben kendim yaparım ki dedim =)) Küp blokların 6 yüzeyinde de farklı resimler
bulunuyor, bunlardan mesela üçünü zar gibi çevirip atıyorsunuz ve sonra
resimlerle ilişkili bir hikaye kuruyorsunuz. Çocuğunuz ya da öğrenciniz için
hayal gücünü ve yaratıcılığını arttıran, bişeyler üretmesini sağlayan
dolayısıyla da beyin gelişimi olumlu yönde etkileyen bir aktivite. Bunu illa
bir tahta küpe yazmak zorunda değilsiniz. Birkaç taşın üzerine çizip “ Hikayeni
anlat” oyunu yapabilirsiniz. Belki de yakınınızda bir marangozdan böyle tahta
bloklar rica edebilirsiniz =)
Diğer oyuncağımız ise “Hadi balık
tutmaya gidelim”. Bu oyuncağımız da epey pahalı olunca, tarafımdan anında
olduğu yere geri bırakıldı =)) Zira bu da evlerimizde yapılabilir. Hatta ben
magnetizm dersinde yapmayı planlamıştım ama kısmet olmamıştı. Şöyle ki, bir
mukavvadan balık şeklinde resimler kesip çocuğunuz ya da öğrencinizin bunları
boyamasını isteyebilirsiniz. Ardından, Balıklara minik mıknatıslar yapıştırın.
( kebapçıların, çiğköftecilerin ve bilimum şirketlerin reklam amacıyla kapımıza
bıraktıkları buzdolabı magnetlerini de yapıştırabilirsiniz). Ardından doğa turunda
topladığınız çalılardan olta yapın ve bir ip ile mıknatısınızı dalınıza
sabitleyin. Sonra koltuğun tepesine çıkıp balık tutun ^.^
Müzedeki
birkaç duvar yazısıyla sona gelelim. Diyorlar ki, yaratıcı oyun çocukların
çevresinde zaten alışık olduğu malzemelere ortaya çıkar. Oyuncaklar, hikayeler,
günlük eşyalar çocuğun kendi dünyasını oluşturmasını sağlar. Bu malzemelerle,
kendi kendilerine oynayabilirler, arkadaşlarıyla oynayabilirler, ya da hayal
arkadaşlarıyla oynayabilirler. Basit bir kutu bile yeterlidir onlar için. Basit
şekiller, oyuncağı istedikleri gibi hayal etmelerine olanak sağlar. Önü ve
arkası olmayan bir araba, yüzgeçleri olmayan bir bot gibi.. Bu nesneler, çocuk
nasıl hayal ederse o nesne olur :) Sonra uçuşsun fikirler..
Fikir
güzeldir, uçuşursa daha güzel olur. E ne demiş Gri Kabarık Saçlı Bilim İnsanı “Zekanın
gerçek göstergesi bilgi değil, hayal gücüdür!” Hayallerimiz bol, neşeli,
renkli, zengin ve umut dolu olsun..
Sevgilerimle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder