Kasım 21, 2016

Başlangıç

Başlangıç
Şimdi bugünü, en güzel günlerin başlangıcı kabul ediyoruz. Çünkü yine tevekkül etkisi çiçekleniyor yüreğimizde. Çok garip tevafuklar zinciri var şuan hayatımda. Zamanlama oldukça iyi.. Şimdi özetle;

Döneme tezin yoğun çalışmalarıyla başladım. Tez zaten zor iş, danışman ile  daha da zorlaştı. 
Kendimi onun imzasına bağlı(!) hissettiğimden, karşısında sustum, ezildim, büzüldüm, horlandım. Yine “ruhum dar bir şeridin içinden geçiyor” gibiydi. Sonra resim derslerine başladım, biraz havayı değiştirmeye ihtiyaç vardı zira. Dünyanın en pozitif insanıdır resim hocam, canım. Bana iyi geleceğini biliyordum, öyle de oldu. Renklerle onardı ruhumu resime geldiğim vakitlerde. Sonra fotoğraf kursuna gitmeye başladım. Alan dışında işlerle ilgilenmek de iyi gelir diye düşündüm. Orda da güzel bir hocayla tanıştım bu sayede. Hayatı olumlu yaşayan, güzel enerjilere inanan.. Bakış açımı açtı, omuzlarımın dirilmesine vesile oldu. Sonra, “Pardon, bi Dakka!” dedim hayatımdaki gidişata..

Tez sunumu yaklaşıyordu bir yandan. Masamı temizledim, kitaplarımı düzenledim. Bilgisayarı açtım ve “Gerçekten iyi bir çalışma yapmak istiyorum Allahım, gerçekten faydalı olmak istiyorum.” Dedim, hazırlıklarımı yaptım. Danışmanın da beni germesine sonsuza dek izin vermeyeceğime dair söz verdim. Bu kararlılıkla sunuma çıktım, alnım ak, omuzlar yüksek, ‘ben bu konuyu biliyorum çünkü sabahlara kadar çalıştım’ inancını sesime yükleyerek, güç ile.. Sunumum oldukça beğenildi, danışmanın en ezdiği noktalar dahi gayet güzel bulundu. ^.^Pür neşe çıktım sunumdan! Sonra bi teşekkür gönderdim Allaha ^.^

Tezle ilgili süreç de devam ediyordu tabi, görüşmeler yapıyoruz. Tavır aynı =) Bu kez şunu fark ettim ki onun oluşturduğu gerilim hattına sokmuyorum kendimi. Kendimi koruyabiliyorum. O konuşurken, bu onun yanılgıya düşmüş düşünceleri, beni ilgilendirmiyor diyorum. Yapmam gerekenleri listeliyorum, onun izin verdiği kadarı anlatıyorum ve çıkıyorum odadan. Son çalışmayı da tez jürisine gönderiyorum, beğeniliyor =) Maile danışmanı da eklemiş, o alacağı cevabı alıyor.

Bu arada “Sanat Terapisiyle iyileşmek” kitabını bir enbisevdiğim arkadaşımın önerisiyle alıyorum. Okuyorum ve içindeki uygulamaları yapıyorum. İçimdeki çocuğa ulaşıyor ve özlem gideriyorum. Gözlerinden aldığım güçle bir kez daha ayaklanıyorum.

Kitapların yanında devamlı yayın olarak hayatımda bulunan yine başka bir enbisevdiğim arkadaşımın hediyesi Riyazussalihin kitabına devam etmek istiyorum. Bir süredir okumayınca ‘ affet beni!’ diye açıyorum cilt 2yi. Konumuz TEVEKKÜL. Tabi önce bi havalanarak “ ben çok iyi tevekkül ederim” diyorum ama nerde J Okuduğum her hadis tokat gibi geliyor yüzüme. “Eğer siz Allaha gerektiği gibi güvenseydiniz, Allah kuşları doyurduğu gibi sizi de rızıklandırırdı.”. Devam ediyor bu silkelenmeler.. Peygamber (sav) cennete azapsız girecek yetmiş bin Müslüman olacağını söylüyor sahabelerine. Bekliyorum ki çok ibadet eden, çok oruç tutan falan sıralanacak..Cevap yine tokat gibi geliyor. “Onlar büyü yapmayan ve yaptırmayan, uğursuzluğa inanmayan ve RABLERİNE GÜVENENLERDİR.”  Sonra durup düşünüyorum tabi, nasıl yani.. Farkediyorum ki tevekkül imanın kendisi, Allaha güvenmenin en temiz yolu. O an hayat yine duruyor tabi..

Kafamda boşuna oluşturduğum maddi kaygılar, kişilere hissettiğim bağlılık ( sanki benim tezimi yakmak ona bağlı, sanki beni işten çıkarmak onun elinde vs.) Ben kendim tanrılaştırmışım insanları. Onlara kendi elimle güç vermiş, sonra da neden beni güçsüz görüyor diye çırpınmışım..Bana ne yaptılarsa haklılar, Allah onlardan razı olsun. Bu kadar şiddetli hissetmeseydim, bu kadar da net fark edemezdim hatamı.

Ve bugün yaşadığım son vaka ile tevekkülü tezhip sanatıyla süslüyoruz. Bir görüşmeden eve doğru geliyordum, köşede TEDİ var bizim =)) Normalde direkt eve giderim, ne bakkala ne markete girerim. O an girmek istedim. Sola çark yaptım girdim içeri. Karton çanta arıyorum dedim. Kasiyer kız buldu buyurun dedi, kasaya bıraktı ücreti de şudur dedi. Kız kafaya koymuş beni sepetleyecek hemen. Ama ben inat ^.^ Dursun tamam ben biraz gezicem dedim.. Neyse kutular arasında dolaşıyorum, kapaklarını açıp bakıyorum ne alakaysa =)) Derken, diğer tezgahtar geldi, öğretmen misiniz dedi. Ben şok. Hatta anaokulu öğretmeni misiniz dedi. Al sana şok 2. Bende anlattım, öğretmenim ama tezimi anaokullarında yapıyorum diye. Bende şu üniden şu bölümde okudum ama gördüğünüz gibi tezgahtarım dedi. Gözler doldu, blorp diye. Bende kem küm bişeyler söylemeye çalıştım, umudunu kaybetme, belli ki sevdiğin bi alan Allah muhakkak bi kapı açacaktır dedim. Bi de havalı havalı tevekkül ayetlerini söyledim, halbuki bilse ben daha iki gün önce tevekkülü tokat gibi yemişim =)) Böyle garip bi etkileşim oldu aramızda, ikimizde gözler blorp blorp yaşlar ^.^  Duygusallığımı seveyim <3  Sonra dedimki ben sizin alanı bilmiyorum, ama okuldaki hocaya sorayım sizin alanınızdan mezun, o bir yol gösterir, en azından fikir verir. Eve geldim, heyecan dolu =)) Hemen sordum, ne yapabilir sence nerelere başvursun diye. Bizim okulda o alanda açık var hemen başvursun demez mi ^.^  Bom Be ! ..Tahmin edersiniz ki Kasım sonunda öğretmen alımı olmaz =))

Diyeceklerim bu kadardı, Tevekkeltü Alallah! =)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder