Şubat 24, 2016
Kıtasal Kayma- Continental Drift
Taze taze , dumanı üstünde bir ders sunuyorum sizlere. Bugün 3.sınıflar ile birlikte Kıtasal Kayma dersi yaptık. Onlar için ilginç bir konuydu, çoğu zaman şaşırdılar ama bende onları şaşırtmak için oradayım zaten :)
Derse bir soruyla başladım ve sizce dünya ilk oluştuğunda şuan haritada gördüğümüz gibi miydi diye fikirlerini aldım. Bazıları bu konuda kararsız kaldı, bazıları ise haritadaki gibi olamaz muhakkak farklılaşmıştır zamanla dedi. Farklı olduğunu iddia edenlere neden böyle düşündüklerini sordum ve ta taa ! Çünkü Dünya'nın büyük bir enerjisinin var olduğunu söylediler. Bende demir tavına gelince, bu enerjiden ne oluyo ki acaba diye karşılık verdim. Depremler, tsunamiler derken aslında pek çok doğa olayının bu enerjinin yüzeye çıkmaya çalışmasıyla ilgili olduğunu anladık. Sıra aktifleşmeye geldiğinde iseee...
Aktivite için ihtiyacımız olanlar;
-kahverengi ya da yeşil karton ( karalar için)
-mavi karton ( sular için)
-Atlas,
-makas ,
-pritt,
-renkli kalemler.
Aktivitede öğrencilere önce kıtaları oluşturmalarını istedim. Bu kıtaları çok detaylı olarak çizmelerini beklemiyordum ama yine de iyiydiler bu konuda.
Sonra kıtasal kaymanın en önemli kanıtı için çalışmalarını istedim. Bu kanıt farklı kıtalarda rastlanan ortak fosillerdi. Yani Asya ve Amerika şuan çok ayrı ve uzak olsa da her iki kıtada da aynı dinazor kemiklerine, bitki türlerine rastlanabiliyor. Zaten bilim insanları da bu yüzden Dünya'nın ilk önce bitişik ve zamanla ayrıldığını iddia ediyor.
Son olarak ise Dünya'nın 3/4'ünü kaplayan suyu oluklu mukavva ile ve yelpaze şeklinde katlayarak oluşturmalarını istedim.
Her grup bunu tamamlayamadı ama grup liderliğini İpek'ciğimin yaptığı ekip vaktinde tamamlamayı başardı. Onların kıtaları üzerinde, denizi temsil eden mavi kartonu ileri geri hareket ettirdik. Bu süreçte kıtaların da birbirinden uzaklaştığını gözlemlediler.
Hatta Dünya modeli üzerinde bu kıtaları kontrol edip "birbirini tamamlıyor gibiler, gerçekten ayrılmış olabilirler!" diye tartışmaya devam ediyorlardı.
Dünya üzerindeki kıtalar ile ilgili "öküzün boynuzunu sallaması " argümanından "kıtasal kayma" argümanına geldiğini görmelerini özellikle istedim. Bilim sürekli geliştiğini ve yenilendiği, yeni bulguların eskileri tamamladığını ya da değiştirdiğini vurguladım. Özellikle bilim eğitiminde bilimin doğasından açıkça ya da mesaj altından bahsetmeden olmazdı zira.
Tabi Alfred Wegener'den bahsedilmemiş bir kıtasal kayma dersi de kabul edilebilir değildi, ben de bilim insanı ile onları tanıştırdım.
Video da hazırladım onlar için. Bu hafta göstermeye vaktim kalmadı ama iki adet videom var;
- https://www.youtube.com/watch?v=zocutif0cQY
- https://www.youtube.com/watch?v=5ppyGg3vRs8
İlk video izlemekten pek hoşlandığım Ice Age 4 filminden. Biraz eğlence katmak iyidir diye düşünüyorum. Diğeri ise daha akademik haliyle kıtasal kaymayı anlatmış. Tabi video ingilizce ama maksat görsel olarak öğrencilere sunabilmek.
Böylece derste farklı kaynaklardan ( aktivite, argümantasyon, video) yararlanmış olduk. İmkanlar dahilinde siz de dersinize bunları ekleyebilirsiniz.
Hı bu arada fotoğrafta bizim kıtalar kayarken birbirinin üzerine bindi Allah muhafaza , ama ben onlarla öğrenirken pek eğlendim :))
Şubat 21, 2016
Merhaba :)
Mer haa baa!
Aslında blog açmak çoktandır aklımda olan bir şeydi ama zorunlu olmayınca hep ertelenir ya,bende bir süredir erteliyordum. Ta ki masterın bu son döneminde aldığım İleri Çocuk Gelişimi dersinde zorunlu olana kadar. Bu ders güzel bir vesile olsun ve başlayalım madem.
Ben 2014 yılında Boğaziçi Üniversitesinde Fen Bilgisi Öğretmenliği bölümünü bitirdim. 5 yıl çektiğimiz çile yetmediğinden olacak yüksek lisansa başvurdum ve kabul edildim. Bakmayın çile dediğime, hocalarımızın teşviklerinden mi, o manzaranın güzelliğinden mi , yoksa her şeyi bulabildiğimiz kütüphanesinden mi bilmiyorum derslerde yaşadığımız zorlukları, iki saat uykuyla girdiğimiz finalleri çabucak unutuveriyor insan ve her defasında koşarak gidiyor derse. Yüksek Lisans Kabul listesinde adımı gördüğüm an hala dün gibi aklımdayken ne çabuk geçmiş 2 yıl :( Hoş zaten resmi olarak 2016 da bitmesi gereken bir yüksek lisansım var ama lakin ki öyle olması pek mümkün görünmüyor şimdilik. Bi süre daha devam edecek mutluluk ^.^
Oyun oynamayı, boya yapmayı, çocuklarla birlikte olmayı çok sevdiğimi fark ettim Boğaziçi sayesinde. Aldığım çocuk gelişim dersleri, okul öncesi seviyesinde yaptığım stajlar, okuduğum makaleler derken ben alanımı ortaokuldan alıp ilköğretim ve ana sınıfı seviyesine adapte etmeye niyet ettim. Hiç stratejik olarak başlamadığım bu alan, zamanla fark ettim ki Türkiye'de büyük bir eksiklikmiş meğersem. Gittiğim seminerlerde, eğitimlerde, öğretmenlerle olan etkileşimlerimde bilim eğitiminin ( Türkiyede fen diyoruz ama bence "science" kelimesi bilim diye çevrilince daha anlamlı oluyor) pek olmadığını ve daha kötüsü pek de önemsenmediğini fark ettim.
Bu sebeple öğrenmeye açık olan herkesi buraya davet ediyorum. Bu ülkede eğitim alanında güzel şeyler olana kadar yaptığım aktiviteleri, çocuklarla oynadığım oyunları, okuduğumuz kitapları ve makaleleri burada paylaşacağım. Somut örnekler görüldüğünde ve birileri yapıyor demek ki yapılabilir hissi uyandığında daha iyi bir eğitim için adım atmış olacağız.
O zaman Bismillah :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)