Mart 15, 2019

Kabule Geç


Bugün yine ilginç günlerden biriydi. Birbirleriyle ilişkili şeyleri üst üste yaşamak o günü heycanlı hale getiriyor benim için. Çünkü hiçbir zaman olayların alelade gerçekleştiğine inanmamışımdır. 

Okuduğum, gördüğüm, duyduğum şeyler içinde muhakkak ya benim içimden bir doku vardır, ya da benim içimdeki bir şeyi hatırlatmaya çalışan bir tını. Gün ilerledikçe, böyle bir gün olduğunu keşfettim.

Bugün, sabaha “Çocuk Yazını” websitesinden bir bölüm okuyarak başlamak istemiştim.. Yakın zamandır keşfettiğim, meraklısı ve sevdalısı olduğum çocuk kitaplarıyla ilgili nitelikli yazıların, röportajların olduğu bir site. Arşivden haziran ayını seçip Feridun Oral’ın “Farklı ama aynı” eseriyle ilgili yazıyı okudum..

Sonra zaman geçti. Öğle arasında yemeğin karşısında birşeyler dinlemek için Aytül Akal röportajlarını dinlemeye başladım. Farklılıklardan ve evresellikten bahsetti yer yer..

Sonra bir haber geldi. Yeni Zellanda’da Nur Camii’ne saldırı.. 50 ölü.

Çok garip öyle değil mi? İnsan (?), neden farklı olanı öldürmek ister?
Bugün günün başından ortasına kadar arka planda farklılık ve farklılıklara saygıyı düşünürken günün merkezine bomba gibi düşmüştü bu haber benim için.

Çeşitli tepkileri okudum sonrasında.. Misli ile yanıt verilesi, Müslümanlar da tez vakitte Hristiyanları öldüresii, yok tarih öyle değil böyle yazılası.. Bir sürü ıvır zıvır..

Tepkileri veren kişiler ile zihniyet açısında çok farklı göremiyorum insanı öldüren zihniyeti.
Ve çözüm bu zihniyetin kendisinde eğer merak edersen.

Şort giyen kızın otobüste saldırıya uğraması ile, Müslümanların camiide katledilmesi ile, derisinin rengi farklı olduğu için 2.sınıf insan muamalesi yapan zihniyetle bugünki zalimler arasında hiçbir fark yok bana göre.

Farklı olanı kabullenememe, aşırı nefret ve tahammülsüzlüğün sonucu bu.
Ya da bizim gibi olmayana karşı içimizde, bilmediğimiz bir yerlerde olan korkunun sonucu.

Ne şortlu kızın, ne uzun etekli başı örtülünün, ne siyahinin ne de hristiyanın bir farkı yok bu evrende.
Nasıl davranacağını merak ettiği için seni içine attığı bir oyundur belki ? Değil mi?

Çözüm yine bizde.. Bence çok çalışarak kişiden, çocuktan, aileden toplumdan, ülkeden büyüyerek gelişen bir etki uyandırabiliriz. Önce kalben bunu hissedip, çocukların kulaklarına “farklı olan renktir, o renge bulan” diye fısıldayacağız.

Önce çocuklar, okullarında gözlüklü olana, daha yavaş koşana, saçları turuncu renklilere gülünecek hiçbir şey olmadığını anlayacak.
Sonra büyüyüp bulundukları toplumda ve ülkelerinde kelebek etkisine devam edebilecekler. .  .
Edebilmeliyiz.

Sen de bir etki oluştur.